Google Meet ve Uçak tuvaleti: “Deneyim” üzerine

Öncelikle, asıl konuya girmeden önce kişisel bir ön bilgi vermem gerekebilir. Bu yazıyı yazdığım tarih itibarıyla Profesyonel iş hayatımın 17. senesi doldu. Bu sürenin tamamında Yazılım Test tarafında çalıştım. Test tarafında da hep Fonksyionel(Functional) kullanıcı test aktiviteleri gerçekleştirdim. Non-Functional tarafta ise sadece Performans testlerinden sorumlu oldum bazı projelerde. Güvenlik ve Kullanılabilirlik/Kullanıcı Deneyimi(Usability/UX) gibi alanlarda daha çok hobi seviyesinde ilgilendim. O yüzden, Non-Functional ekibi olmayan projelerde, en azından temel seviyede UX ve Güvenlik Test aktivitelerini gerçekleştirdiğim oldu. Bundan dolayı, elimden geldiğince kendimi bu alanlarda da geliştirmeye çalışıyorum.

Şimdi, başlığa söz konusu olan olaya gelelim. Biraz mesleki deformasyon ve biraz da yaşın ilerlemesinden olacak artık UX konusu daha fazla gözüme batmaya başladı 🙂 Hem Digital dünyada(Tasarım&Deneyim) hem de Fiziki dünyada “Kullanıcı Deneyimi” (Man-Machine Interaction veya Human-Machine Interaction) konusuna daha fazla dikkat etmeye başladım. Haliyle, artık buna dair çeşitli “patternler” görebiliyorum. Şu an bu yazıyı yerden 10 KM yükseklikte, okyanus ötesi bir uçuşta yazıyorum. Uçak kabininde koltuğum ikinci sıra olmasından mütevellit, WC’ye girip çıkan insanların davranışlarını ister istemez gözlemlemeye başladım. yaklaşık 10 saatlik uçuşta, WC’ye girmeye “çalışan” insanların yaklaşık %95’i başarısız oldu(evet, bu oranı sayarak çıkardım). Başarısızlıktan kasıt, WC’nin yeri ve kapısını açma konusunda karmaşa yaşıyorlardı. WC’nin yanında bir çalışan dolabı da vardı. Yolcular, önce oradaki bütün düğmeleri karıştırıyorlar, yaklaşık 20-30 aniye sonra WC’nin kapısını bulduklarına kanaat getirip bu sefer kapıyı açmaya çalışıyorlar ama açamıyorlardı. Hemen yan tarafta hostes alanı olduğu için, bu %95 her seferinde hosteslere kapıyı sorma ihtiyacı hissediyordu haliyle. Tabii, bir süre sonra ben de merak ettim ve gidip baktım. Benzer hissiyatı ben de yaşadım. İlk uçuşum değil, ilk uçak WC kullanışım değil ama gerçekten kapıyı açmakta zorlandım. Uykusuluk ve yol yorgunluğu mu idi yoksa gerçekten bir sorun mu vardı? Kapı üzerinde o kadar çok işaret vardı ki, birkaç saniyeliğine emin olamadım. İsimlendirmeler(Lokal dili bilmediğim için, İngilizce üzerinden yorum yapacağım) karmaşık idi, renkler çok yönlendirici değildi.

Google Meet olayına gelince: Burada da ekran paylaşma akışında bir adımda yeterince yönlendirme olmadığı için, çoğu insan ekran paylaşımında genelde ilk seferde başarısız oluyor ve kötü bir “ilk izlenim” bırakıyor Meet’e dair. Akıştaki sorun şu: Ekran paylaş düğmesine tıklanıyor. Daha sonra paylaşım türü bir sekme olarak seçiliyor(spesifik bir uygulama, tarayıcı veya tüm ekran vb). Burada “Tüm Ekran” seçilince yeni bir seçenek daha çıkıyor. İşte tam bu noktada akış kopuyor. Tüm ekran seçeneğini sekmesi seçildikten sonra “Paylaş” düğmesi aktif olması beklenir. Ama düğme aktif olmuyor. Herhangi bir hata, yönlendirici bir şey de yok. Şimdi cebelleş dur 🙂 Haliyle insanlar, ekranda mı sorun var, PC’de mi sorun var, ben mi birşey kaçırdım diye kendine sorup duruyor. Meğer, o sekmede ekran listesi var ve ekranı seçmen lazım. Peki, bu sorun naısl aşılabilirdi?

  1. Var olan akışta, oraya “Lütfen ekran seçiniz” gibi net bir şekilde görülecek bir uyarı/yönlendirici metin eklenmesi
  2. Tek ekran olan durumlarda, o ekranın otomatikmen seçili gelmesi
  3. Çoklu ekranlarda da, çoklu ekran olduğunu vurgulayacak bir tasarım + ilk maddede belirttiğim ekran seçim yönergesi

Yıllardır Google Meet kullanmama rağmen, bazen o adımda yaklaşık 10 saniye boyunca takılı kalıp olayı anlamaya çalışıyorum.

Ürün geliştirme süreçlerinde, en çok gözden kaçan noktalardan biri, olaya “fonksyionel” açıdan bakıp, gerçek bir “kullanıcı” gibi bakamamaktır.

“Bug-free” günler dileğiyle 🙂